İŞE İADE İSTEMİ – YÜZ KIZARTICI EYLEM – HAKLI FESİH

Güncel İçtihatlar , , , , ,

T.C.

YARGITAY

9. HUKUK DAİRESİ

E. 2019/3439

K. 2019/21958

T. 9.12.2019

* İŞE İADE İSTEMİ ( İşyerinde Davacı İşçinin Bilgisi Dahilinde ve Göz Yummasıyla Gerçekleşen Yüz Kızartıcı Eylem Nedeniyle İşçilerin Sonraki Hayatlarına Olumsuz Etkisini Düşünen İşverenin Davacı Dahil Çıkardığı İşçilerden İstifa Dilekçesi Aldığı/İşverenin Fesihte Haklı Olduğunun Anlaşıldığı Gözetilerek İşe İade Davasının Reddi Gerektiği )

* YÜZ KIZARTICI EYLEM ( İşyerinde Davacı İşçinin Bilgisi Dahilinde ve Göz Yummasıyla Gerçekleşen Yüz Kızartıcı Eylem Nedeniyle İşçilerin Sonraki Hayatlarına Olumsuz Etkisini Düşünen İşverenin Davacı Dahil Çıkardığı İşçilerden İstifa Dilekçesi Aldığı – İşverenin Fesihte Haklı Olduğu/İşe İade Davasının Reddi Yerine Kabulünün İsabetsiz Olduğu )

* HAKLI FESİH ( İşyerinde Davacı İşçinin Bilgisi Dahilinde ve Göz Yummasıyla Gerçekleşen Yüz Kızartıcı Eylem Nedeniyle İşçilerin Sonraki Hayatlarına Olumsuz Etkisini Düşünen İşverenin Davacı Dahil Çıkardığı İşçilerden İstifa Dilekçesi Aldığı/İşverenin Fesihte Haklı Olduğu – Feshin Geçersizliği ve İşe İade İstemi )

4857/m.25/II(e)

ÖZET : Dava, feshin geçersizliği ve işe iade istemine ilişkindir.

Davalı işyerine ait depoda gerektiğinde kullanılmak üzere bekletilen bakır iletim kablolarının bir kısmının, davacının bilgisi dahilinde ve onun göz yummasıyla, aynı işyerinde çalışan dava dışı şahıslar tarafından kesilerek piyasaya satıldığı, söz konusu kabloya ihtiyaç duyulması üzerine olayın ortaya çıktığı, davalı işverenin bu olay sebebiyle davacı işçi dahil olaya adı karışan üç işçiyi de işten çıkardığı, ancak yüz kızartıcı bu eylem nedeniyle işten çıkarmanın işçilerin sonraki hayatlarına olumsuz etkisini düşünen işverenin davacı dahil çıkardığı işçilerden istifa dilekçesi aldığı, işverenin fesihte haklı olduğu anlaşılmış olup, işe iade davasının bu gerekçeyle reddi yerine kabulü bozmayı gerektirmiştir.

DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine, işe iadesine ve yasal sonuçlarına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.

Yerel mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi’nin kabul kararına karşı davalı avukatı istinaf başvurusunda bulunmuştur.

…Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesi davalı avukatının istinaf başvurusunu esastan reddetmiştir.

…Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesi’nin kararı süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : A-) Davacı İsteminin Özeti:

Davacı vekili dava dilekçesiyle özetle; davacının davalı işyerinde 09/03/2013 yılından 05/08/2016 tarihine kadar çalıştığını, davalı işyerinin tehdidi ve baskısı ile istifa dilekçesi verdiğini, davalı işyerinin küçülme ve ekonomik sebeplerle işçi çıkarma yoluna gittiğini, davalının davacıdan ve birçok işçiden kendi istekleri ile ayrıldıklarına dair istifa etmelerini istediğini, müvekkilinin kendine yüklenmiş olduğu tüm sorumlulukları eksiksiz olarak yerine getirdiğini iddia ederek feshin geçersizliğine, davacının işe iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

B-)Davalı Cevabının Özeti:

Davalı vekili dilekçesinde özetle; davacının iş akdini istifa etmek sureti ile sona erdirdiğini, işçi tarafından istifa ile sonlandırılan iş akdine ilişkin olarak işe iade talebinde bulunmasının hukuka aykırı olduğunu, davacının dava dilekçesinde ileri sürmüş olduğu iddialarının asılsız olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

C-)İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:

İlk Derece Mahkemesince; “dinlenen tanıkların beyanları ile birlikte dosyaya sunulan diğer mahkemelerdeki benzer davalarda dinlenen tanık beyanlarını içerir duruşma tutanakları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde her ne kadar davacı yukarıda bahsi geçen istifa dilekçesini vermiş ise de davacı ile birlikte bir kısım davalı çalışanlarının davalının küçülmeye gitmesi ve işçi azaltması isteğine göre bir kısım çalışanların istifa dilekçesi vermeleri şartıyla tazminatlarının ödeneceği, aksi takdirde tazminatlarının ödenmeyeceği baskısı ile davalı tarafından söz konusu istifa dilekçelerinin yazdırıldığı, ayrıca tanık beyanlarında geçen kablo ile ilgili hususta davacı ve o sırada birlikte çalıştığı ismi geçen diğer çalışanların bir inisiyatiflerinin olmadığı … isimli amiri pozisyonundaki kişinin dediklerini yapma dışında işyerinde bir pozisyonlarının bulunmadığı, esasen söz konusu kablo ile …’ın ne yaptığı yönünden davacının bilgisi ve sorumluluğu olmadığı, istifanın geçerli bir iradeye dayanmadığı, istifa edenlerin niyetlerinin işten ayrılmak olmadığı tazminatları alabilmek için istifa dilekçelerini imzaladığı ” gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

D-)İstinaf başvurusu :

İlk derece mahkemesinin kararına karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

E-)İstinaf Sebepleri:

Davalı vekili davacı ile müvekkili arasındaki iş ilişkisinin istifa ile sona erdiğinin dosyadaki deliller ile sabit olduğunu, iş akdini kendi isteği ile sona erdiren bir işçinin işe iade davası açmasında hukuki yararının bulunmadığını, dinlenen tanıkların müvekkili şirkete karşı açılmış davalının bulunması nedeni ile husumetli tanık beyanlarına göre hüküm kurulamayacağını, müvekkili şirkette davacının da karıştığı kablo çalma olayının yaşandığını, davacı lehine tanıklık eden arkadaşları ile birlikte davacının 20.000 TL’lik kabloyu çaldığını, söz konusu olayın ortaya çıkmasından sonra davacının müvekkili şirketin suç duyurusunda bulunmaması karşılığında istifa ettiğini, davacının iradesinin yazılı delil ile dosyada mevcut olduğunu, davacının istifa ettiği sabit olmasına rağmen verilen işe iade kararının hatalı olduğunu, gerekçeli kararda davalı tanık beyanlarına neden itibar edilmediğinin açıklanmadığını iddia ederek, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

F-)Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti :

Bölge Adliye Mahkemesince ” …davacının iş akdinin kendisi tarafından sona erdirildiğini ispat yükü davalı işverene aittir. Davalı işveren tarafından dosya içine sunulan davacı tarafından imzasına itiraz edilmeyen belge örneğinde “09.03.2013 tarihinden itibaren çalışmakta olduğum firmanızda 05.08.2016 tarihi itibari ile kendi istek ve rızamla ayrılıyorum. Çalışma sürem boyunca tüm kanuni ve akdi haklarımı talep etmekteyim. Gerekli işlemin yapılmasını saygı ile arz ederim “ şeklinde beyanda bulunulduğu anlaşılmıştır. Davacı dava dilekçesinde işverenin zorlaması tehdit ve baskı ile davacıdan sözde istifa dilekçesi alındığını, davacının kesinlikle istifa etmediğini, iş akdini kendisinin sonlandırmadığını, davacının iş akdinin küçülme ve ekonomik sebeplerle davalı tarafından feshedildiğini, davacı dışında onlarca işçiden ayni şekilde istifa dilekçesi alındığını ileri sürmüştür. Davalı işveren dava dilekçesine karşı vermiş olduğu cevap dilekçesinde davacının kendi isteği ile istifa ederek işten ayrıldığını ileri sürmüş, davacının 20.000 TL’lik kabloyu çalması nedeni ile işten ayrıldığını, hırsızlık yapması nedeni ile davacının iş akdinin haklı nedenle sona erdirilmesi imkanı varken davacının talebi üzerine davacı lehine olacak şekilde davacının istifa dilekçesi verdiğine dair iddiada bulunmamıştır. Tüm dosya kapsamına ve özellikle davalı işverenin kendi tanıklarının beyanlarına göre davacının iş akdinin amirinin gerçekleştirdiği belirtilen olay nedeni davacıdan istifa dilekçesi istenerek ve vermemesi durumunda aleyhine olabilecek fesih nedenine dayanılacağı söylenmek sureti ile ve davalı işveren tarafından geçerli bir neden olmaksızın feshedildiği anlaşılmakla, davacının gerçek iradesini taşımayan istifa dilekçesi ve ispat edilemeyen fesih nedeni karşısında, dosya kapsamında kamu düzenine aykırı bir yön bulunmadığı anlaşılmakla HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince davalının istinaf başvuru talebinin esastan reddine…” gerekçesi ile, davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

G-) Temyiz başvurusu :

Bölge Adliye Mahkemesi’nin kararına karşı davalı vekili tarafından süresinde temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

H-)Gerekçe:

Dosya içerisine sunulan davacının istifa ettiğine dair belgede “…09/03/2013 tarihinden itibaren çalışmakta olduğum firmanızda 05/08/2016 tarihi itibarıyla kendi istek ve rızamla ayrılıyorum. Çalışma sürem boyunca tüm kanuni ve akdi haklarımı talep etmekteyim…” yazdığı, davacının dava dilekçesinde bu dilekçeden bahsetmediği beyan dilekçelerinde davalı işverenin İş Kanunu’nun 25. maddesine göre işlem yapacağını belirterek baskıyla istifa dilekçesi yazdırıldığını iddia ettiği görülmektedir.

Somut uyuşmazlıkta, davalı işyerine ait depoda gerektiğinde kullanılmak üzere bekletilen bakır iletim kablolarının 100 metre kadarlık bir kısmının dava dışı İ.’in yönlendirmesiyle dava dışı Mikail isimli çalışan tarafından kesildiği, kesilen bu kablonun İ. tarafından piyasaya satıldığı, Mikail ve İ. tarafından gerçekleştirilen bu olayın davacı …’in bilgisi dahilinde ve onun göz yummasıyla gerçekleştirildiği, söz konusu kabloya ihtiyaç duyulması üzerine olayın ortaya çıktığı, davalı işverenin bu olay sebebiyle davacı işçi dahil olaya adı karışan yukarıda ismi sayılan 3 işçiyi de işten çıkardığı ancak yüz kızartıcı bu eylem nedeniyle işten çıkarmanın işçilerin sonraki hayatlarına olumsuz etkisini düşünen işverenin davacı dahil çıkardığı işçilerden istifa dilekçesi aldığı yukarıda açıklanan oluşa göre feshin işçi feshi olmayıp işveren feshi niteliğinde olduğu ve işverenin fesihte haklı olduğu anlaşılmakla işe iade davasının bu gerekçeyle reddi yerine kabulü hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.

Dairemizce 4857 Sayılı İş Kanunu’nun 20/3. maddesi uyarınca aşağıdaki gibi karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;

1-) İlk Derece Mahkemesi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararlarının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,

2-) Fesih haklı nedene dayandığından, davanın REDDİNE,

3-) Davalı vekil ile temsil edildiğinden, karar tarihindeki AAÜT.si uyarınca belirlenen 2.725,00 TL. vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,

4-) Harçlar Yasası uyarınca alınması gereken 44,40 TL. Harçtan davacının yatırdığı 29,20 TL. harcın mahsubu ile bakiye 15,20 TL. harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,

5-)Davacının yaptığı masrafların üzerinde bırakılmasına,

6-) Davalının yaptığı toplam 130,38 TL. yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,

7-)Tarafların yatırdığı gider avansından kullanılmayan kısmının, hükmün kesinleşmesinden sonra resen ilgili taraflara iadesine, iade giderinin ilgili tarafça yatırılan avanstan karşılanmasına,

😎 Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin …Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesi”ne gönderilmesine,

Kesin olarak 20.11.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir