YARGITAY 19. CEZA DAİRESİ E. 2019/29570 K. 2020/10133
T. 8.7.2020
• 5607 SAYILI YASANIN 3/18. MADDESİNE MUHALEFET ( Sanığın Seyahat Ettiği Otobüsteki Valizinde 190 Paket Muhtelif Kaçak Sigara Ele Geçirildiği – Sanığın Sigaraları Kendisinin Kişisel Kullanımı İçin Satın Aldığını Beyan Ettiği ve Eşyanın Miktar İtibarıyla Kişisel Kullanım Kapsamında Kaldığı/Sanığın Sigaraları Ticari Maksatla Bulundurduğuna İlişkin Delil Elde Edilemediğinden Beraat Kararı Verileceği )
• SANIĞIN VALİZİNDE 190 PAKET MUHTELİF KAÇAK SİGARA ELE GEÇİRİLMESİ ( Sanığın Sigaraları Kendisinin Kişisel Kullanımı İçin Satın Aldığını Beyan Ettiği ve Eşyanın Miktar İtibarıyla Kişisel Kullanım Kapsamında Kaldığı – Sanığın Sigaraları Ticari Maksatla Bulundurduğuna İlişkin Delil Elde Edilemediğinden Beraat Kararı Verileceği/5607 S. Yasanın 3/18. Md. Muhalefet )
• KİŞİSEL KULLANIM SINIRI ( 5607 S. Yasanın 3/18. Md. Muhalefet – Sanığın Seyahat Ettiği Otobüsteki Valizinde 190 Paket Muhtelif Kaçak Sigara Ele Geçirildiği/Sanığın Sigaraları Kendisinin Kişisel Kullanımı İçin Satın Aldığını Beyan Ettiği ve Eşyanın Miktar İtibarıyla Kişisel Kullanım Kapsamında Kaldığı – Sanığın Sigaraları Ticari Maksatla Bulundurduğuna İlişkin Delil Elde Edilemediğinden Beraat Kararı Verileceği )
5607/m.3/18
ÖZET : Dava; 5607 sayılı yasanın 3/18.maddesine muhalefet suçuna ilişkindir. Olay tutanağına göre, sanığın seyahat ettiği otobüsteki valizinde 190 paket muhtelif kaçak sigaranın ele geçmesi, aşamalarda değişmeyen savunmalarında sigaraları kendisinin kişisel kullanımı için satın aldığını beyan etmesi ile ele geçen eşyanın miktar itibarıyla kişisel kullanım kapsamında kalması ve tüm dosya kapsamına göre sanığın sigaraları ticari maksatla bulundurduğuna ilişkin mahkumiyetine yeter, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği gözetilerek beraat yerine yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi bozma nedenidir.
DAVA : Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihi ile sanık, 22/04/2015 tarihli dilekçesiyle, tebligatın eline geçmediğinden bahisle eski hale getirme talebiyle birlikte temyiz başvurusunda bulunduğundan, 5320 Sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken CMUK’nin 311. maddesi hükmüne göre eski hale getirme talebi ile birlikte temyiz isteminde bulunulmuş olması halinde bu talebi inceleme merciinin Yargıtay’ın ilgili dairesi olduğu gözetilerek;
7201 Sayılı Tebligat Kanununun 10/2. madde ve fıkrasının, “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” hükmü ile gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir yöntem benimsenmiş olması karşısında, önce bilinen en son adres ( bilinen bir adres yoksa ya da bilinen en son adres ile adres kayıt sistemindeki adres aynı ise mernis adresi olduğu belirtilmeksizin adres kayıt sistemindeki adres ) esas alınarak, Tebligat Kanununun 21/1. maddesine göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, aynı Kanunun 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, merci tarafından, tebligata, Tebligat Kanununun 23/1-8 ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine göre, “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda, tebligatın, Tebligat Kanununun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması” gerektiğine dair şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerektiği gözetilmeksizin; sanığın yokluğunda verilen hükmün tebliği doğrudan “mernis adresi” ibareleri ile çıkarılan ve Tebligat Kanununun 21/2. maddesi gereğince tebliğ edilmesinin usule aykırı olmasından dolayı yapılan tebligatın geçerli sayılamayacağı, bu nedenle 22/04/2015 tarihli dilekçesi ile yaptığı temyiz talebinin öğrenme üzerine süresinde olduğu anlaşılmakla, eski hale getirme ve temyiz talebi kabul edilerek yapılan temyiz incelemesinde;
KARAR : Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
03.10.2013 tarihli olay tutanağına göre, sanığın seyahat ettiği otobüsteki valizinde 190 paket muhtelif kaçak sigaranın ele geçmesi, aşamalarda değişmeyen savunmalarında sigaraları kendisinin kişisel kullanımı için satın aldığını beyan etmesi ile ele geçen eşyanın miktar itibarıyla kişisel kullanım kapsamında kalması ve tüm dosya kapsamına göre sanığın sigaraları ticari maksatla bulundurduğuna ilişkin mahkumiyetine yeter, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği gözetilerek beraat yerine yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi,
Kabule göre ise;
Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete’ de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 Sayılı Kanun’un 61. maddesiyle 5607 Sayılı Kanun’un 3/22. maddesine eklenen ” Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir.” şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi, yine aynı Kanun’ un 62. maddesiyle değiştirilen 5607 Sayılı Kanun’ un 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulanmasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla, suça konu eşyanın gümrüklenmiş değeri dosyanın tarafsız ve bağımsız bilirkişiye tevdi ile tespit edilmek suretiyle,5237 Sayılı TCK’ nin 7. maddesi ve 7242 Sayılı Kanun’un 63. maddesiyle 5607 Sayılı Kanun’a eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası gözetilerek ilgili hükümlerin yasal koşullarının oluşup oluşmadığının saptanması ve sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
SONUÇ : Bozmayı gerektirmiş ve sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, HÜKMÜN 5320 Sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 Sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 08.07.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.