SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 4. CEZA DAİRESİ 2022/3635 E. 2023/2113
Yerel Mahkemece verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmakla 5271 sayılı CMK’nın 279. maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan ön inceleme sonucunda;
I-Sanık Yusuf hakkında basit yaralama suçundan kurulan hükme yönelik istinaf talebinin incelenmesinde;
Duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler, gerekçe, diğer belge ve deliller ile istinaf dilekçesi incelenerek 5271 sayılı CMK’nın 280. maddesi gereğince Dairemizin görev ve yetkisi, başvuranın hakkı, başvuru süresi, yasa yolunun açıklığı, başvurunun kapsamına göre sanık müdafinin istinaf başvurusunun kabul edilebilir olduğuna karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
Mahkemenin kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir hukuka aykırılığın bulunmadığı, delillerde ve işlemlerde herhangi bir eksiklik olmadığı, ispat bakımından değerlendirmenin yerinde olduğu, eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, cezanın kanuni bağlamda uygulandığı anlaşıldığından,
İstinaf başvurusunda bulunan sanık müdafinin ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, CMK’nın 280/1-a maddesi uyarınca İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE, kesin olmak üzere,
II-Sanık Yusuf hakkında cebir tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan hükme yönelik istinaf talebinin incelemesine gelince;
Duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler, gerekçe, diğer belge ve deliller ile istinaf dilekçesi incelenerek 5271 sayılı CMK’nın 280. maddesi gereğince Dairemizin görev ve yetkisi, başvuranın hakkı, başvuru süresi, yasa yolunun açıklığı, başvurunun kapsamına göre sanık müdafinin istinaf başvurusunun kabul edilebilir olduğuna karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre mahkemenin kararına esas delillerde ve işlemlerde herhangi bir eksiklik olmadığı, ispat bakımından değerlendirmelerin yerinde olduğu, eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, cezanın kanuni bağlamda uygulandığı anlaşıldığından sair istinaf itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 08/12/2015 gün ve 2014/14-710 Esas, 2015/502 Karar sayılı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun unsurunu oluşturacak ve kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hallerine ulaşmayacak nitelikteki yaralanma durumunda diğer şartların varlığı halinde kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarında 5237 sayılı TCK’nın 110. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması gerektiği yönündeki kararı nazara alındığında, dosya kapsamına göre, sanık Yusuf ve kimlik bilgileri tespit edilemeyen diğer kişilerin mağdur Yıldız’ı hürriyetinden yoksun bırakıp adli rapor içeriğine göre basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde yaraladıktan sonra soruşturma başlamadan önce aldıkları yere götürerek serbest bıraktıklarının anlaşılması karşısında, sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 110. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde fazla cezaya hükmolunması, ayrıca sanığın eylemini birden fazla kişiyle ve silahla gerçekleştirdiği belirtilmesine rağmen TCK’nın 109/3-a,b maddeleri yerine sehven TCK’nın 109/3-a,e maddeleri ile uygulama yapılması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafinin istinaf itirazları yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5271 sayılı CMK’nın 303/1-a ve 280/1-a maddeleri uyarınca BOZULMASINA,
Ancak bu aykırılık yeniden duruşma yapılmaksızın düzeltilebilir nitelikte olduğundan, sanık hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan hüküm fıkrasında TCK’nın 109/3-a-e maddesi ile uygulama yapılan bendinden “…109/3-a,e…” ibaresinin çıkartılarak yerine “…109/3-a,b…” ibaresinin eklenmesine, bu bentten sonra gelmek üzere “Adli muayene raporuna göre mağdur Yıldız’ın sanık tarafından basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde darp edilmek suretiyle şahsına zarar verildiğinin ve sonrasında mağdurun serbest bırakıldığının anlaşılması karşısında TCK’nın 110. maddesi uyarınca 2/3 oranında cezasında indirim yapılarak sanığın 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına,” paragrafının eklenmesine, TCK’nın 62. maddesi ile uygulama yapılan paragraftan “…4 yıl 2 ay…” ibaresinin çıkartılarak yerine “…1 yıl 4 ay 20 gün…” ibaresinin eklenmesine ve hükmün diğer yönleri aynen muhafaza edilmek suretiyle,
Sair yönleri Usul ve Yasaya uygun hükmün 5271 sayılı CMK’nın 303/1-a ve 280/1-a maddeleri uyarınca DÜZELTİLEREK İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE, dosyanın hükmü veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, kesin olmak üzere, 12/06/2023 tarihinde, oy birliğiyle karar verildi.