MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)
Taraflar arasındaki tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kabulüne ilişkin verilen hüküm, davalılar vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
–
K A R A R
–
Davacı vekili; müvekkilinin satın aldığı konut için davalı banka şubesinden 70.000,00 TL anapara olmak üzere 104.500,00 TL geri ödemeli konut kredisi kullandığını ve kredi kullanımı sırasında zorunlu deprem sigortasının davalı banka tarafından yapıldığını, önc eden yenilendiği halde poliçe süresi dolmasına rağmen DASK poliçesinin davalı banka tarafından yenilenmediğini, … sigorta poliçesinde de DASK poliçesinin varlığının kabul edildiğini, davalı … şirketinin de yanlış yapılan işlemlerin tüm aşamasında yer aldığını, davalı bankanın aynı zamanda davalı … şirketinin acentesi olduğunu, davalı … şirketinin en azından … sigorta poliçesi kapsamında ödeme yapması gerektiğini, müvekkilinin taşınmazının … ilinde 23/10/2011 ve 09/11/2011 tarihlerinde meydana gelen depremlerde yıkıldığını, eşyalarının hasar gördüğünü beyanla, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 10.000,00 TL maddi tazminatın olay tarihinden işleyecek ticari faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davalılar davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kabulü ile; dava konusu 10.000,00 TL bedelin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile dava tarihinden itibaren söz konusu bedel üzerinden yasal faiz uygulanmasına, davacının fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına karar verilmiş; hüküm, davalı … . vekili ve davalı … Bankası A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre, davalı … . vekili ve davalı … Bankası A.Ş. vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, DASK poliçesinin yenilenmemesinden ve ihtiyari deprem sigorta poliçesinden kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
762 sayılı TTK.nun 1269. maddesi (6102 sayılı yeni TTK’nun 1453. maddesi)uyarınca, malı rehin alan kimse sıfatıyla o mal üzerindeki menfaatini kendi adına sigorta ettirebileceği gibi, aynı Yasa’nın 1270. maddesi (6102 sayılı yeni TTK’nun 1406. maddesi) hükmüne göre, bir başkasının da rehin konusu malı rehin alan hesabına ve onun lehine sigorta ettirmesi mümkündür. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 879. maddesi gereğince, sigorta tazminatının öncelikle rehin hakkı sahibine verilmesi veya açık muvafakatinin alınması gerekmektedir.
Somut olayda tüm poliçelerde davalı … Bankası A.Ş. dain-i mürtehin olarak yer almakta olup mahkemece davalı … Bankası A.Ş. … Şubesi’nden davacı tarafça kullanılan tüketici kredisi borcunun tamamının ödenip ödenmediği, tamamı ödenmedi ise ne kadarının ödendiği, ödenmeyen taksitler var ise hangi aylara ilişkin ve ne kadar olduğunun sorulması, kalan kredi borcu poliçe teminatı ve davacının gerçek zararından daha düşük miktarda ise kalan kredi borcunu aşan kısım bakımından davalı bankanın muvafakatine ihtiyaç bulunmadığının dikkate alınması, kalan kredi borcu poliçe teminatı ve davacının gerçek zararından daha yüksek miktarda ise dain-i mürtehin sıfatıyla davalı bankanın tazminatın davacıya ödenmesine muvafakatinin bulunup bulunmadığı sorularak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi doğru değildir.
3- Kabule göre de; a) Sigorta poliçesinin yenilenmesi gereken tarih itibariyle yürürlükte bulunan Hazine Müsteşarlığı’nın 17/01/2009 tarih ve 27113 sayılı Resmi Gazete’de yayınladığı Bireysel Kredilerle Bağlantılı Sigortalar Uygulama Esasları Yönetmeliği’nin 5. maddesinin 2. fıkrasında zorunlu sigortalarda kredi süresi içerisinde yenileme sorumluluğunun kredi kullanana, yenilemeye ilişkin bildirim yapma ve bilgilendirme sorumluluğunun ise kredi kuruluşuna ait olacağı düzenlenmesi yer almaktadır.
587 sayılı Zorunlu Deprem Sigortasına Dair Kanun Hükmünde Kararname’nin “ sigorta yapma ve yaptırma zorunluluğu” başlıklı 9. maddesinde “Bu Kanun Hükmünde Kararname kapsamındaki bağımsız bölümler ve binalar için, malikler veya varsa intifa hakkı sahipleri tarafından zorunlu deprem sigortası yaptırılır. Bu Kanun Hükmünde Kararnamenin yayımı tarihinden sonra mesken olarak inşa edilecek bağımsız bölümler ve binalar için, ilgili mevzuat çerçevesinde inşaat ruhsatı alınmış olması kaydıyla, iskan izninden veya içinde yaşanmaya başlanmasından itibaren bir ay içinde zorunlu deprem sigortası yaptırılır. İlgili sigorta şirketi, sigorta sözleşmesinin bitiminden en az bir ay önce taahütlü mektup, telgraf ya da noter kanalıyla sözleşmenin sona ereceğini ve yeni bir sigorta yaptırma zorunluluğunu sözleşme sahiplerine bildirir. Sigorta sözleşmesinin, sona ermesinden itibaren bir ay içerisinde yenilenmemesi durumunda Kurumun sigortadan kaynaklanan sorumluluğu sona erer.” düzenlemesi yer almaktadır.
Somut olayda davacıya ait konut için davalı bankadan 23.04.2008 tarihinde kullandırılan 48 ay vadeli konut kredisine teminat olarak dava konusu taşınmaz üzerine ipotek konulduğu, davacı ile davalı … . arasında 24.04.2008-24.4.2009 tarihleri arasında geçerli olmak üzere … poliçe numaralı zorunlu deprem sigorta poliçesi düzenlendiği, aynı şekilde 24.4.2009-24.4.2010 tarihleri arasında geçerli olmak üzere zorunlu deprem sigorta poliçesinin yenilendiği, davacı ile davalı … . arasında ayrıca 24.4.2009-24.4.2010, 24.4.2010-24.4.2011, 24.4.2011-24.4.2012 tarihleri arasında geçerli olmak üzere üç adet … sigorta poliçesi düzenlendiği görülmüştür.
24.4.2009-24.4.2010 tarihlerini kapsayan ilk … sigorta poliçesinde “ … klasman nolu DASK poliçesinin yenilemesinin yapılacağı varsayılarak ihtiyari deprem teminatı verilmiştir. DASK poliçenizin yenilemesinin yapılmaması durumunda, zorunlu deprem sigortası ve deprem ve yanardağ püskürmesi teminatının ilgili hükümleri uygulanacaktır. Sayın sigortalımız işbu poliçede sigortalı bina için 27.9.2000 tarihinden itibaren yürürlükte olan zorunlu deprem sigortası gereği … . tarafından tanzim edilen tam kagir yapı tarzlı 24.4.2009 vade başlangıçlı … klasman numaralı 99.000,00 TL’si olan zorunlu deprem bedeli tenzil edilerek düzenlenmiştir … ” ibareleri yer almaktadır.
24.4.2010-24.4.2011 tarihlerini kapsayan ikinci … sigorta poliçesinde “ … klasman nolu DASK poliçesinin yenilemesinin yapılacağı varsayılarak ihtiyari deprem teminatı verilmiştir. DASK poliçenizin yenilemesinin yapılmaması durumunda, zorunlu deprem sigortası ve deprem ve yanardağ püskürmesi teminatının ilgili hükümleri uygulanacaktır. Sayın sigortalımız işbu poliçede sigortalı bina için 27.9.2000 tarihinden itibaren yürürlükte olan zorunlu deprem sigortası gereği … . tarafından tanzim edilen tam kagir yapı tarzlı 24.4.2010 vade başlangıçlı … klasman numaralı 99.000,00 TL’si olan zorunlu deprem bedeli tenzil edilerek düzenlenmiştir … ” ibareleri bulunmaktadır.
24.4.2011-24.4.2012 tarihlerini kapsayan son … sigorta poliçesinde “İşbu poliçede sigortalı bina için 27.9.2000 tarihinden itibaren yürürlükte olan zorunlu deprem sigortası gereği Yapı Kredi Sigorta tarafından tanzim edilen tam kagir yapı tarzlı 24.4.2011 vade başlangıçlı … klasman numaralı 106.200,00 TL olan zorunlu deprem bedeli tenzil edilerek düzenlenmiştir. … klasman nolu DASK poliçesinin yenilemesinin yapılacağı varsayılarak ihtiyari deprem teminatı verilmiştir. DASK poliçenizin yenilemesinin yapılmaması durumunda, zorunlu deprem sigortası ve deprem ve yanardağ püskürmesi teminatının ilgili hükümleri uygulanacaktır … 587 Sayılı KHK kapsamında zorunlu deprem sigortasına tabi binaların yangın sigortasına ek olarak verilen isteğe bağlı deprem ve yanardağ püskürmesi teminatında sigorta şirketi, sözleşmenin yapıldığı tarih itibariyle zorunlu deprem sigortası poliçesine esas teşkil eden teminat limitinin üzerindeki tutardan (artan sigorta bedeli) sorumludur … ” ibareleri yer almaktadır.
Dosya kapsamında davacıya 23.4.2008 tarihinde kullandırılan 48 ay vadeli konut kredisi nedeniyle dava konusu taşınmaz için düzenlenmiş 24.4.2008-24.4.2009 ve 24.4.2009-24.4.2010 tarihlerini kapsayan iki adet zorunlu deprem sigorta poliçesi mevcut ise de, 24.4.2010 tarihinden sonrası için herhangi bir zorunlu deprem sigorta poliçesi mevcut olmayıp … ilinde 23/10/2011 ve 09/11/2011 tarihlerinde meydana gelen deprem nedeniyle dava konusu taşınmaz hasar görmüştür. Mahkemece hükme esas alınan 11.8.2014 tarihli heyet bilirkişi raporuna göre DASK poliçesinin yenilenmemesinde sadece davalıların kusuru olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Kredi sözleşmesinin imzalandığı ilk yıl yapılan DASK sigortası, devam eden 2009 yılında da davalı banka tarafından yenilenmiştir. Bu durumda bankanın, sigortanın yenileneceği ve bunun da banka tarafından yerine getirileceği konusunda, kredi müşterisi olan davacıya bir güven verdiğini kabul etmek gerekir. Davalı bankanın zorunlu olan bu sigortayı yenilemesi, en azından yenilenmesi için davacıya bilgilendirme yapması gerektiğinden davalı bankanın kusuru vardır. … sigorta poliçelerinde her ne kadar … klasman nolu DASK poliçesinin yenilemesinin yapılacağı varsayılarak ihtiyari deprem teminatı verildiği, DASK poliçesinin yenilemesinin yapılmaması durumunda, zorunlu deprem sigortası ve deprem ve yanardağ püskürmesi teminatının ilgili hükümlerinin uygulanacağı yazılı ise de, bu poliçelerde aynı zamanda zorunlu deprem sigorta vade başlangıç tarihleri ve sigorta bedelleri de güncellenerek … . tarafından tanzim edilen zorunlu deprem sigortasından da bahs edilerek DASK poliçesi yapılmışcasına davacı tüketiciyi yanıltan ibareler bulunduğu ve 587 sayılı KHK da dikkate alındığında, mahkemece davalı banka yanında davalı … şiketinin de sorumlu tutulmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak tüm bu kabullere rağmen, davacı sigortalının da zorunlu olan DASK sigortasının süresinin dolup dolmadığını, poliçenin yenilenip yenilenmediğini takip etme ve sigortayı yeniletme konusunda kendisine düşen özen yükümlülüğünde müterafik kusuru vardır. Mahkemece tüm kusur davalılara verilerek davacı tarafın da müterafik kusuru olduğunun gözetilmemesi doğru görülmemiştir.
b) HMK 266. ve devamı maddeleri gereğince çözümü özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verilir, hükmüne yer verilmiştir.
Mahkemece hükme esas alınan sigortacı, bankacı-hukukçulardan aldırılan 11.8.2014 tarihli bilirkişi raporunda davacının konutuna tam zayi olarak işlem yapılması halinde DASK poliçe limiti olan 106.200,00 TL’den %2 oranında tenzili muafiyet indirimi yapılarak tespit edilen 104.076,00 TL ile … sigorta poliçesindeki 13.800,00 TL ihtiyari deprem sigorta bedeli toplanarak davacının toplam 117.876,00 TL tazminata hakkı olduğu belirtilmiştir. Mahkemece davanın kabulü ile 10.000,00 TL maddi tazminat ile fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmasına karar verilmiştir. Davacının konutunun deprem sonrası yıkılıp yıkılmadığı dosya kapsamından net olarak anlaşılamamaktadır. Eksik inceleme ile karar verilemez. Bu durumda mahkemece davacının davaya konu konutunun … ilinde 23/10/2011 ve 09/11/2011 tarihlerinde meydana gelen depremler sonrası durumuyla ilgili tüm belgelerin AFAD gibi ilgili resmi kurumlardan getirtilerek deprem sonucu yıkılıp yıkılmadığının tespit edilmesi, 09/11/2011 tarihli 2. deprem sonrası konutun durumuna ilişkin eksper raporu varsa davalı … şirketinden getirtildikten sonra, gerektiğinde keşif yapılmak suretiyle alanında uzman inşaat mühendislerinden oluşan bilirkişi heyetinden rapor aldırılarak davacının konutunun 23/10/2011 ve 09/11/2011 tarihli depremler sonrası hasar durumu tespit ettirilerek (davalılar lehine oluşan kazanılmış haklar saklı kalmak kaydıyla) davacının gerçek zararı DASK poliçe limitini aşıyor ise, davalı … şirketinin DASK yanında ayrıca ihtiyari deprem sigorta poliçesinin de değerlendirilmesi için hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı … . vekili ve davalı … Bankası A.Ş. vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3-a-b) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı … . vekili ve davalı … Bankası A.Ş. vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün davalılar lehine BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine 09/12/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.”